Adnan Oktar grubunu soruşturan bazı hakim ve savcılar, olağandışı zenginleştikleri gerekçesiyle HSK müfettişleri tarafından incelendi. Bu inceleme sonucunda, yargı mensuplarının mal varlıkları arasında önemli tutarsızlıklar olduğu tespit edildi. Bu nedenle, söz konusu hakim ve savcılar hakkında yargılama kararı verildi.
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu Adnan Oktar davasında cinsel saldırıya maruz kalan mağdurların ''rızaları olduğunu'' savunarak kararı esastan bozan ve 68 kişi hakkında tahliye kararı veren yargıçlar hakkında Hakim Savcı Kurulu'nun (HSK) ulaştığı bilgileri aktardı.
HSK müfettişlerinin hazırladığı rapor için 140 kişiyle görüşüldüğünü belirten Terkoğlu, soruşturma yapılan yargı mensuplarının ve yakınlarının malvarlıkları incelendiğini kaydetti.
Soruşturmanın odağındaki isimler, kararı bozan İstanbul Bölge Adliyesi 1. Ceza Dairesi üyeleri Reyhan Yaman, Derya Bayburtluoğlu, Ahmet Mahnaoğlu oldu.
Bu isimlerin yanı sıra işin içinde olduğu düşünülen eski İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcıvekili Önder Yaman, eski İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu ve oğlu avukat Ali Salihoğlu, savcı Ali Parlar, avukat Cem Özdemir hakkında da soruşturma yürütüldü.
'Bazı yargı mensupları olağandışı zenginleşmiş'
Oktarcılara yardım ettiği belirtilen raporda, sözü edilen yargı mensuplarının, kendilerinin ve yakınlarının üzerinden, olağandışı zenginleştiklerinin tespit edildiğini kaydeden Terkoğlu, "Tam da karar sürecinde, sözü edilen yargı mensuplarının, kendileri ve yakınları üzerinden, olağandışı zenginleştikleri tespit edilmiş. İşin tuhaf tarafı, bu kadar tespite rağmen, bahsi geçen yargı mensupları, halen Bakırköy’de ya da Bölge Mahkemesi’nde görev yapmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Mahkemenin karar dışında bırakılan kıdemli üyesi, kararı veren üç hakime, şaşkınlıkla, "hep sanık lehine düşünmüşsünüz, mağdur dosyada hiç yok gibi davranmışsınız, ahlaklı bir sanık avukatı bile sizin yazdığınızı yazmamıştır" dediğini aktaran Terkoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Küçücük kızların ifadeleri tek tek incelenmiş, anal ve oral yolla başlayan toplu tecavüz eylemlerine 'rızası var' kararı vermek için, hakimlerin cımbızlama yaptığı, dosyada olmayan delilleri kullandığı görülmüş. Öyle ki itirafçıların kabul ettiği suçları bile yok sayılmış."
GÜNDEM
Sayfa başına git
