Erdoğan'dan 'Beyin göçü' açıklaması: Kendilerini geliştirmek için gidenleri destekliyoruz

Daha önce yurt dışına göç edenleri ve göç etmek isteyenleri "Sırf daha iyi arabaya binmek, sırf daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli (adi, aşağılık, bayağı) heveslerle başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyorum" diyerek hedef alan Erdoğan, bu kez "Genç beyinlerimizin kendilerini geliştirmek için yurtdışına çıkmasına karşı olmadığımızı, tam tersine bunu desteklediğimizi belirtmek isterim" ifadelerini kullandı.

Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜBİTAK ve TÜA Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu.

Erdoğan burada yaptığı konuşmada, yurtdışına gidenler hakkında yeni açıklamalarda bulundu.

"Ülkemizde bir kesim arkasına, önüne bakmadan her konuyu istismar etmekte sınır tanımıyor. Bunlardan biri de beyin göçü meselesidir" diyen Erdoğan, "Öncelikle genç beyinlerimizin kendilerini geliştirmek için yurtdışına çıkmasına karşı olmadığımızı, tam tersine bunu desteklediğimizi belirtmek isterim" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bugün Çin'in başarısının en büyük sebeplerinden biri olarak yurtdışına okumaya giden gençlerinin oralarda kazandıkları tecrübeyle ülkelerine yaptıkları katkılar gösterilmektedir. TÜBİTAK aracılığıyla bu doğrultuda önemli adımlar atıyoruz. Sadece kendi gençlerimizin yurtdışında bilgi ve tecrübe sahibi olmasını sağlamakla kalmıyor, Türkiye'nin dünyanın her yerindeki bilim insanlarımız için cazibe merkezi yapmayı hedefliyoruz."

'SÜFLİ HEVES' DEMİŞTİ!

Erdoğan, 28 Eylül 2022 tarihinde Ankara’da Etlik Şehir Hastanesi Açılış Töreni'nde yaptığı açıklamada, yurt dışına göç edenleri ve göç etmek isteyenleri hedef almıştı.

Erdoğan, açıklamasında şunları söylemişti:

"Ülkemizin, yaşadığımız toprakların kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Özellikle sırf daha iyi arabaya binmek, daha fazla konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle (adi, aşağılık, bayağı) başka ülkelerin kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz. Bugün böyle bir hevesle yola çıkanların yarın merhamet ve şevkat ihtiyacı duyduklarında sığınacakları bir aile, bir sosyal bünye, bir devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin edebiliyoruz."